Karbon ayak izi, bir organizasyon, birey veya ürünün faaliyetlerinden kaynaklanan tüm sera gazı emisyonlarının toplamını ifade eden bir kavramdır. Küresel ısınmanın ve iklim değişikliğinin hızla arttığı günümüzde, karbon ayak izini anlamak ve yönetmek, çevresel sürdürülebilirlik için kritik bir öneme sahiptir. Bu makale, karbon ayak izinin tanımını, Türkiye’deki yasal düzenlemeleri, dünya çapında yaşanan gelişmeleri, işletmelerin karbon ayak izi hesaplamaları ve sıkça sorulan soruları içeren detaylı bir inceleme sunmaktadır. Ayrıca, Planetus’un bu süreçte nasıl bir fark yarattığını da ele alacağız.
Karbon Ayak İzi Nedir? Türkiye’deki Yasal Düzenlemeler, Dünyadaki Gelişmeler ve İşletmelerin Karbon Ayak İzi Hesaplamaları
Karbon Ayak İzi Nedir?
Karbon ayak izi, doğrudan veya dolaylı olarak bir faaliyet veya süreçten kaynaklanan sera gazı emisyonlarının bir ölçüsüdür. Bu emisyonlar genellikle karbondioksit (CO₂) cinsinden hesaplanmakta olsa da, metan (CH₄), azot oksitleri (NO₂) gibi diğer sera gazları da hesaba katılır. Karbon ayak izi, genellikle karbon dioksit eşdeğeri (CO₂e) olarak ifade edilir, yani tüm sera gazlarının etkileri, karbondioksit ile karşılaştırılarak birleştirilir.
Karbon ayak izi hesaplanırken, bir organizasyonun veya bireyin yaptığı tüm faaliyetlerin çevresel etkisi dikkate alınır. Örneğin, bir üretim tesisinin elektrik tüketimi, çalışanlarının ulaşım yolları, kullanılan hammadde ve atık yönetimi gibi faktörler göz önünde bulundurularak hesaplama yapılır.

Karbon Ayak İzi
Karbon Ayak İzinin Önemi
Karbon ayak izinin ölçülmesi, iklim değişikliği ile mücadele adına atılacak adımların temelini oluşturur. Bu ölçüm, sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmada ve karbon nötr olma yolunda alınacak önlemleri belirlemede rehberlik eder. Özellikle büyük işletmeler, karbon ayak izlerini azaltmak için yenilikçi çözümler geliştirmekte ve bu çözümleri küresel çapta yaymaktadır.
Türkiye’deki Yasal Düzenlemeler
Türkiye, çevresel sürdürülebilirlik ve iklim değişikliği ile mücadele konusunda önemli adımlar atmaktadır. Karbon ayak izi hesaplama ve yönetimiyle ilgili olarak Türkiye’de çeşitli yasal düzenlemeler ve stratejiler mevcuttur.
- Paris İklim Anlaşması (2015): Türkiye, 2015 yılında Paris İklim Anlaşması’na taraf olmuştur. Bu anlaşma, küresel sıcaklık artışını sanayi öncesi döneme göre 2°C’nin altında tutmayı amaçlamaktadır. Türkiye, 2021 yılında bu anlaşmayı onaylayarak karbon ayak izini azaltma hedefi koymuştur.
- Ulusal İklim Değişikliği Strateji Belgesi (2011-2023): Türkiye’nin karbon ayak izinin azaltılması için oluşturduğu bu belge, emisyonları azaltmaya yönelik çeşitli stratejiler içerir. Sera gazı emisyonlarının izlenmesi ve raporlanması bu belgeye dahil olan bir konudur.
- Karbon Ticaret Sistemi: Türkiye, karbon ticaretine geçiş yapmak için çeşitli düzenlemeler yapmaktadır. Bu sistem, işletmelerin karbon emisyonlarını belirli bir sınırda tutmalarını sağlamak için ekonomik araçlar sunar.
- Yenilenebilir Enerji Teşvikleri: Türkiye, yenilenebilir enerji kullanımını teşvik etmek amacıyla çeşitli vergi indirimleri ve teşvikler sunmaktadır. Bu, karbon ayak izinin azaltılması yolunda önemli bir adımdır.
Dünyadaki Gelişmeler
Dünyada karbon ayak izinin yönetimi ve azaltılması adına önemli gelişmeler yaşanmaktadır. Birçok ülke, iklim değişikliği ile mücadeleye yönelik kendi stratejilerini oluşturmuş ve karbon ayak izinin izlenmesini zorunlu hale getirmiştir.
- Avrupa Birliği (AB): AB, karbon ayak izinin hesaplanmasını ve raporlanmasını düzenleyen en kapsamlı yasal çerçeveleri oluşturmuş ve 2050 yılına kadar karbon nötr hedefi koymuştur. AB, 2003 yılında Karbon Ayak İzi Etiketi’ni tanıtarak, ürünlerin çevresel etkilerini tüketicilere şeffaf bir şekilde sunmayı hedeflemiştir.
- Birleşik Krallık: Birleşik Krallık, 2008 yılında “İklim Değişikliği Yasası”nı kabul ederek, sera gazı emisyonlarını 2050 yılına kadar %100 oranında azaltmayı hedeflemiştir. Bu yasa, karbon ayak izinin hesaplanması ve izlenmesi konusunda ülkedeki bütün işletmeler için zorunluluklar getirmektedir.
- ABD: 2021’de Joe Biden yönetimi altında ABD, 2030 yılına kadar karbon emisyonlarını %50-52 oranında azaltmayı taahhüt etmiştir. Ayrıca, işletmelerin karbon ayak izlerini raporlama zorunluluğu giderek artan bir trend haline gelmiştir.
- Çin: Çin, 2060 yılına kadar karbon nötr hedefi koyarak dünyanın en büyük sera gazı emisyonu üreten ülkesidir. Ülkede karbon ayak izi hesaplamaları, çeşitli sektörlerde daha yaygın hale gelmiştir.
İşletmelerin Karbon Ayak İzi Hesaplamaları ve Faaliyetleri
İşletmeler, karbon ayak izlerini hesaplamak ve yönetmek için birkaç temel adım atmalıdır:
1. Karbon Ayak İzi Hesaplaması
İşletmelerin karbon ayak izini hesaplamak için, bir karbon ayak izi hesaplama aracına veya yazılımına ihtiyaçları vardır. Bu hesaplamada üç ana kategori kullanılır:
- Doğrudan Emisyonlar (Scope 1): Şirketin sahip olduğu araçlar ve tesislerde yapılan faaliyetlerden kaynaklanan emisyonlar.
- Dolaylı Emisyonlar (Scope 2): Elektrik, ısıtma veya soğutma enerjisinin kullanımı sonucu ortaya çıkan emisyonlar.
- Diğer Dolaylı Emisyonlar (Scope 3): Tedarik zinciri, seyahat, atık yönetimi gibi dışsal faaliyetlerden kaynaklanan emisyonlar.
2. Emisyonları Azaltma ve Sıfırlama
Emisyonlar hesaplandıktan sonra, işletmeler çeşitli stratejilerle bunları azaltmayı hedefler. Yenilenebilir enerjiye geçiş, enerji verimliliği iyileştirmeleri, atıkların yeniden kullanılması ve karbon kredisi satın alma gibi yöntemler uygulanabilir.
3. Raporlama ve Şeffaflık
Birçok ülke ve bölge, karbon ayak izi raporlamasını zorunlu hale getirmiştir. İşletmelerin bu raporlarda şeffaf olmaları, çevresel etkilerini izleyen kamuoyunu ve paydaşlarını bilgilendirmeleri gerekir.
4. Sürekli İyileştirme
İşletmeler, karbon ayak izini sürekli izleyip, düzenli aralıklarla iyileştirmeler yaparak daha düşük emisyon seviyelerine ulaşmayı hedeflemelidir.
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
1. Karbon ayak izi sadece şirketler için mi geçerlidir? Hayır, karbon ayak izi yalnızca şirketler için değil, bireyler ve hükümetler için de geçerlidir. Herkesin günlük faaliyetleri ve tüketim alışkanlıkları karbon ayak izine katkıda bulunur.
2. Karbon ayak izi nasıl hesaplanır? Karbon ayak izi, kullanılan enerji türleri, ulaşım araçları, tüketilen ürünler ve üretim süreçleri gibi birçok faktör göz önünde bulundurularak hesaplanır. Çeşitli online araçlar ve yazılımlar, karbon ayak izini hesaplamayı kolaylaştırmaktadır.
3. Karbon ayak izimi azaltmanın en hızlı yolları nelerdir? Yenilenebilir enerji kullanmaya başlamak, enerji verimliliğini artırmak, sürdürülebilir ulaşım yöntemlerine geçmek ve atıkları azaltmak, karbon ayak izini hızlıca azaltmanın yollarıdır.
4. Karbon kredisi almak gerçekten etkili midir? Evet, karbon kredisi almak, emisyonları dengelemenin bir yoludur. Ancak uzun vadede asıl çözüm, emisyonları doğrudan azaltmaktır.
Planetus Farkıyla Karbon Ayak İzi Yönetimi
Planetus, işletmelere karbon ayak izlerini doğru ve şeffaf bir şekilde hesaplama ve yönetme konusunda uzmanlık sağlamaktadır. Şirketlerin karbon ayak izlerini minimize etmek için stratejiler geliştiren Planetus, bilim
sel veriler ve yenilikçi yöntemler sunar. Planetus’un sağladığı danışmanlık hizmetleri, sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmada işletmelere en verimli yol haritasını çizer.
Nasıl Hesaplanır?
Karbon ayak izi hesaplaması, bir organizasyonun, bir ürünün, bir hizmetin veya bir bireyin faaliyetleri sonucu doğrudan ya da dolaylı olarak atmosfere salınan sera gazı emisyonlarının ölçülmesidir. Karbon ayak izi, genellikle ton veya kilogram cinsinden ifade edilir ve bu, karbon dioksit (CO₂) ve diğer sera gazlarının salınımını ifade eder. Hesaplama, her türlü enerji kullanımı, taşımacılık, üretim, tüketim ve atık yönetimi gibi faaliyetleri kapsar.
Karbon ayak izi hesaplaması birkaç adımda yapılır. Aşağıda, genel bir hesaplama yöntemi sunulmuştur:
1. Sera Gazlarını Tanımlama
Karbon ayak izi hesaplamasında dikkate alınacak sera gazları şunlar olabilir:
- Karbon dioksit (CO₂): En yaygın sera gazıdır ve fosil yakıtların yakılması sonucu salınır.
- Metan (CH₄): Tarım, hayvancılık, atık yönetimi ve gaz kullanımından kaynaklanır.
- Azot oksitler (N₂O): Tarım uygulamaları, fosil yakıtlar ve endüstriyel süreçlerden çıkar.
- Florlu gazlar (HFC, PFC, SF₆, NF₃): Soğutma ve iklimlendirme sistemlerinde bulunur.
Karbon ayak izi genellikle CO₂ eşdeğeri (CO₂e) cinsinden ifade edilir. Yani, diğer sera gazlarının etkileri CO₂ ile karşılaştırılır ve birleştirilir. Her gazın küresel ısınma potansiyeli (GWP) farklıdır, bu yüzden metan, azot oksitler ve florlu gazlar CO₂ ile karşılaştırıldığında daha yüksek etkiye sahip olabilirler.
2. Emisyon Kategorilerinin Belirlenmesi
Karbon ayak izi hesaplaması genellikle üç ana kategoride sınıflandırılır:
Scope 1 (Birinci Derece Emisyonlar)
- Tanım: Organizasyonun doğrudan faaliyetlerinden kaynaklanan emisyonlardır.
- Örnekler: Fosil yakıtlarla çalışan makineler (örneğin, şirket araçları), fabrikalardaki üretim süreçlerinden kaynaklanan doğrudan emisyonlar (örneğin, doğrudan enerji tüketimi sonucu oluşan emisyonlar).
Scope 2 (İkinci Derece Emisyonlar)
- Tanım: Organizasyonun dışarıdan tedarik ettiği enerji (elektrik, ısıtma, soğutma vb.) ile ilgili dolaylı emisyonlardır.
- Örnekler: Elektrik tüketimi, ısınma veya soğutma için kullanılan enerjinin üretiminden kaynaklanan emisyonlar.
Scope 3 (Üçüncü Derece Emisyonlar)
- Tanım: Organizasyonun değer zincirinde yer alan ancak doğrudan kontrol edilemeyen emisyonlardır. Bu, tedarikçiler, lojistik, tüketici kullanımı ve ürünlerin yaşam döngüsüyle ilgili emisyonları içerir.
- Örnekler: Tedarikçi kaynaklı emisyonlar, taşımacılık, ürünlerin kullanım ömrü sonunda açığa çıkan emisyonlar, atık yönetimi.
3. Veri Toplama ve Emisyon Faktörlerini Kullanma
Karbon ayak izini hesaplamak için, organizasyonun veya ürünün ilgili faaliyetleriyle ilgili veri toplamanız gerekir. Bu veriler, emisyon faktörleriyle çarpılarak toplam emisyon miktarına ulaşılır. Örnek veri türleri şunlardır:
- Enerji Tüketimi Verileri: Elektrik, doğalgaz, kömür, petrol gibi enerji kaynaklarının tüketim miktarı.
- Taşıma ve Lojistik Verileri: Araçların yakıt tüketimi, taşıma mesafeleri, taşıma türleri (karayolu, demiryolu, denizyolu vb.).
- Üretim ve Tüketim Verileri: Ürünlerin üretimi için kullanılan hammaddeler, tedarik zinciri bilgileri.
- Atık Yönetimi Verileri: Geri dönüşüm oranları, bertaraf edilen atık miktarı.
Emisyon faktörleri, farklı enerji kaynakları veya faaliyetler için belirlenmiş sayısal değerlerdir. Bu faktörler, kullanılan enerji türünün ve diğer faaliyetlerin her birinin atmosfere ne kadar karbon emisyonu saldığına dair bilimsel araştırmalara dayalı olarak belirlenir. Örneğin:
- 1 kWh elektrik tüketimi, ülkenizdeki enerji üretim karışımına bağlı olarak farklı miktarlarda CO₂ emisyonuna yol açar.
- 1 litre benzin kullanımı, belirli bir miktarda CO₂ emisyonu üretir.
Bu faktörleri, kullanılan enerji miktarı veya yapılan faaliyetle çarptığınızda, emisyonlarınızı hesaplayabilirsiniz.
4. Karbon Ayak İzini Hesaplamak
Her bir faaliyet için emisyon faktörleri ve tüketim verileri toplandıktan sonra, toplam karbon ayak izini şu şekilde hesaplayabilirsiniz:
Karbon Ayak İzi (ton CO₂e) = Faaliyet Verisi × Emisyon Faktörü
Örneğin:
- Elektrik tüketimi: 100.000 kWh elektrik kullanıyorsanız ve ülkedeki elektrik üretim karışımına göre emisyon faktörü 0.5 kg CO₂/kWh ise,
- 100.000 kWh × 0.5 kg CO₂/kWh = 50.000 kg CO₂ (50 ton CO₂).
5. Sonuçların Raporlanması ve İyileştirme Hedefleri
Hesaplamaların ardından, elde edilen sonuçlar raporlanır ve analiz edilir. Bu veriler:
- Organizasyonun çevresel etkilerini anlamak ve yönetmek için kullanılır.
- Emisyonların hangi alanlarda yoğunlaştığını belirlemek ve azaltma hedefleri oluşturmak için kullanılır.
- Uluslararası standartlara ve sertifikasyonlara uygun raporlama yapılabilir (örneğin, ISO 14064, GHG Protokolü).
6. Karbon Ayak İzini Azaltma
Hesaplamadan sonra, emisyonları azaltmak için stratejiler geliştirilir. Bunlar, enerji verimliliği artırma, yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş, üretim süreçlerinde değişiklikler yapma, lojistik optimizasyonu gibi adımları içerebilir.
Özetle Karbon Ayak İzi Hesaplama Adımları:
- Sera gazlarını belirleyin (CO₂, metan, azot oksitler vb.).
- Scope 1, Scope 2 ve Scope 3 emisyon kategorilerini tanımlayın.
- Faaliyet verilerini toplayın (enerji kullanımı, taşıma, üretim, atık vb.).
- Emisyon faktörlerini kullanarak hesaplama yapın.
- Sonuçları raporlayın ve emisyon azaltma hedefleri belirleyin.
Araçlar ve Yazılımlar: Karbon ayak izi hesaplamak için çeşitli yazılımlar ve çevrimiçi hesaplayıcılar da kullanılabilir. Bu araçlar, veri girişi yaparak otomatik hesaplamalar yapmanıza yardımcı olur. Örneğin, GHG Protocol rehberi, Carbon Trust hesaplayıcıları, SimaPro gibi yazılımlar yaygın olarak kullanılır.
Bu süreç, özellikle büyük organizasyonlar veya küresel tedarik zincirine sahip şirketler için karmaşık olabilir, ancak çevresel etkiyi anlamak ve azaltmak için kritik bir adımdır.
İklim Değişikliği ile ilgili dünyada atılan adımlar nelerdir?
İklim değişikliğiyle mücadele, küresel bir öncelik haline gelmiştir ve dünyada bu konuda birçok çalışma, politika ve girişim yürütülmektedir. İklim değişikliği, yalnızca çevresel bir sorun olmayıp, ekonomik, sosyal ve sağlık alanlarında da ciddi etkiler yaratmaktadır. Bu nedenle, dünya genelindeki ülkeler, organizasyonlar ve yerel yönetimler, karbon salınımlarını azaltmak, çevresel etkileri en aza indirmek ve iklim değişikliğine uyum sağlamak için çeşitli adımlar atmaktadır.
İşte dünyada iklim değişikliğiyle ilgili yürütülen başlıca çalışmalar:
1. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) ve Paris Anlaşması
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC), iklim değişikliği ile küresel bir mücadele başlatmak amacıyla 1992 yılında kabul edilmiştir. Bu sözleşme, ülkelerin iklim değişikliği ile mücadeledeki sorumluluklarını belirlemeyi ve küresel iş birliğini teşvik etmeyi hedefler.
Paris Anlaşması (2015)
Paris Anlaşması, 2015 yılında COP21 (İklim Değişikliği Taraflar Konferansı) sırasında kabul edilen ve 2020’de yürürlüğe giren bir uluslararası anlaşmadır. Anlaşmanın temel hedefi:
- Küresel sıcaklık artışını 2°C’nin altında tutmak ve 1.5°C’ye kadar sınırlamak.
- Karbon salınımlarının azaltılması ve her ülkenin buna yönelik ulusal hedefler belirlemesi.
- Finansal destek sağlamak: Gelişmekte olan ülkelere, iklim değişikliğine uyum sağlamak ve zararları azaltmak için finansal destek verilmesi.
- Şeffaflık ve raporlama: Her ülke, iklim hedeflerine ne ölçüde ulaştığını raporlamalı ve düzenli olarak bu hedefleri gözden geçirmelidir.
Paris Anlaşması’nın uygulaması, ülkelerin ulusal katkı beyanlarını (NDC’ler) içermektedir ve bu beyanlar her 5 yılda bir güncellenir.
2. İklim Eylem Planları ve Ulusal Stratejiler
Birçok ülke, kendi iklim değişikliğiyle mücadele stratejilerini ve eylem planlarını oluşturmuş ve bu planları uluslararası taahhütlere uygun şekilde belirlemiştir.
İklim Eylem Planları (NDC’ler)
Ulusal Katkı Beyanları (Nationally Determined Contributions – NDC) adı verilen bu planlar, her ülkenin iklim değişikliğini engelleme ve uyum sağlama çabalarını belirler. Paris Anlaşması çerçevesinde ülkeler, 2030 yılı için emisyon azaltımı hedeflerini belirler ve bu hedefler her 5 yılda bir gözden geçirilir.
Yeşil Mutabakat (Green Deal)
Özellikle Avrupa Birliği (AB), iklim değişikliğiyle mücadelede liderlik yapmaktadır. AB, 2019 yılında Yeşil Mutabakat (Green Deal) adı verilen bir plan başlattı. Bu planın hedefi, 2050 yılına kadar karbon nötr bir ekonomi oluşturmak. Yeşil Mutabakat, enerji verimliliği, temiz enerji kaynakları, döngüsel ekonomi ve karbon fiyatlandırma gibi alanlarda kapsamlı reformlar içermektedir.
3. Karbon Fiyatlandırma ve Emisyon Ticaret Sistemleri (ETS)
Karbon fiyatlandırma, karbon emisyonlarının maliyetini içeren ekonomik bir araçtır. İklim değişikliğine karşı en etkili stratejilerden biri olarak kabul edilir. Bu tür sistemler, karbon emisyonlarının azaltılmasını teşvik etmek için piyasa mekanizmalarını kullanır.
Emisyon Ticaret Sistemleri (ETS)
Avrupa Birliği, karbon salınımlarını sınırlamak ve azaltmak için bir Emisyon Ticaret Sistemi (EU ETS) geliştirmiştir. Bu sistem, büyük endüstriyel kuruluşların emisyonlarını izler ve belirli bir emisyon kotası belirler. Şirketler, kotalarını aşarlarsa, fazla emisyon haklarını satın almak zorundadır.
Karbon Vergisi
Bazı ülkeler, karbon emisyonlarını azaltmak için karbon vergisi uygulamaktadır. Bu, özellikle fosil yakıtların kullanımını pahalılaştırarak daha temiz enerji kaynaklarına geçişi teşvik eder.
4. Yenilenebilir Enerji Yatırımları
Yenilenebilir enerji kaynakları, iklim değişikliğiyle mücadelede kritik bir rol oynamaktadır. Birçok ülke, yenilenebilir enerji üretimini artırmak için teşvikler sağlamakta ve fosil yakıtlar yerine güneş, rüzgar, hidroelektrik, jeotermal ve biyokütle gibi temiz enerji kaynaklarını kullanmaktadır.
- Güneş Enerjisi: Son yıllarda güneş enerjisi, dünya çapında en hızlı büyüyen enerji kaynağı haline gelmiştir. Çin, Hindistan, ABD ve Avrupa ülkeleri büyük çapta güneş enerjisi santralleri kurmuşlardır.
- Rüzgar Enerjisi: Rüzgar enerjisi de önemli bir temiz enerji kaynağıdır. Avrupa, özellikle Danimarka ve Almanya, büyük rüzgar enerjisi projeleri ile lider konumdadır.
- Enerji Depolama ve Akıllı Şebekeler: Yenilenebilir enerji üretimi, süreklilik arz etmediğinden (örneğin güneş ışığı veya rüzgarın olmadığı zamanlarda) enerji depolama ve akıllı şebeke sistemlerine yatırım yapılmaktadır.
5. Döngüsel Ekonomi ve Sıfır Atık Hareketi
Döngüsel ekonomi, kaynakların verimli bir şekilde kullanılmasını, atıkların minimize edilmesini ve ürünlerin yaşam döngülerinin uzatılmasını hedefleyen bir modeldir. Bu model, özellikle iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir yer tutmaktadır.
Sıfır Atık Hareketi
Sıfır atık, doğal kaynakların daha verimli kullanılması ve atıkların geri dönüşümüyle ilgili bir yaklaşımdır. Pek çok ülke, sıfır atık hedeflerine ulaşmak için stratejiler geliştirmekte ve özellikle plastik atıkların ortadan kaldırılması üzerine çalışmaktadır.
6. İklim Değişikliği ve Biyolojik Çeşitlilik
İklim değişikliği, biyolojik çeşitliliği tehdit etmektedir. İklim değişikliği ile mücadele etmek için doğal ekosistemlerin korunması ve yenilenmesi önemlidir. Bununla birlikte, tarımda sürdürülebilirlik uygulamaları, ormanların korunması ve deniz ekosistemlerinin yönetimi gibi biyolojik çeşitliliği destekleyen stratejiler de iklim eylemlerinin bir parçasıdır.
- Ağaçlandırma ve Orman Yenileme: Karbon emisyonlarını dengelemek ve doğal ekosistemleri korumak amacıyla büyük orman projeleri yürütülmektedir. Ağaç dikme, karbon emisyonlarını doğrudan dengelemenin yanı sıra, biyolojik çeşitliliği de korur.
7. İklim Adaptasyonu
İklim değişikliğine uyum sağlamak da iklim politikalarının önemli bir parçasıdır. Bu, iklim değişikliğinin olumsuz etkileriyle başa çıkmak için yapılan hazırlıklardır. Adaptasyon stratejileri arasında, sel ve kuraklıkla mücadele, tarımda iklim dostu yöntemler, su kaynaklarının korunması, altyapıların güçlendirilmesi gibi önlemler bulunmaktadır.
Afet Yönetimi ve Erken Uyarı Sistemleri
İklim değişikliğiyle ilişkili doğal afetlerin (sel, fırtına, kuraklık, vb.) artması beklenmektedir. Bu nedenle, afet yönetimi ve erken uyarı sistemleri geliştirilmekte, topluluklar bu tür olaylara karşı daha dirençli hale getirilmektedir.
8. İklim Finansmanı
İklim değişikliğiyle mücadele için büyük finansal kaynaklar gereklidir. Gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelere finansal ve teknik destek sağlamaktadır. Bu destek, özellikle Yeşil İklim Fonu gibi uluslararası mekanizmalarla sağlanmaktadır. Ayrıca, iklim finansmanı ile yenilenebilir enerji projeleri, sürdürülebilir tarım ve iklim değişikliği adaptasyon projelerine fon sağlanmaktadır.
Sonuç
İklim değişikliği ile mücadele için dünyada çok sayıda çalışma yapılmaktadır. Bunlar, küresel anlaşmalar, ulusal stratejiler, yenilenebilir enerji projeleri, karbon fiyatlandırma, biyolojik çeşitliliğin korunması, atık yönetimi ve afet yönetimi gibi birçok
Karbon ayak izi, günümüzde çevresel sürdürülebilirlik açısından kritik bir kavram haline gelmiştir. Hem bireyler hem de işletmeler için, karbon ayak izinin doğru bir şekilde hesaplanması ve yönetilmesi, iklim değişikliği ile mücadelede önemli bir adımdır. Türkiye’de ve dünyada, karbon ayak izinin yönetimi ile ilgili çeşitli düzenlemeler yapılmakta ve işletmeler bu düzenlemelere uymak zorundadır. Karbon ayak izini azaltmak, yalnızca çevresel değil, aynı zamanda ekonomik faydalar da sağlar. Planetus’un desteğiyle, işletmeler bu süreci etkin bir şekilde yönetebilir ve sürdürülebilir bir geleceğe katkıda bulunabilirler.
Kaynaklar:
- World Resources Institute (WRI). “Corporate Carbon Footprint Reporting.”
- European Commission (2020). “Green Deal and Carbon Footprint.”
- IPCC (2018). “Global Warming of 1.5°C.”