Emisyon Ticaret Sistemi: Küresel iklim değişikliği ile mücadelede, sera gazı emisyonlarını sınırlamak ve azaltmak için çeşitli politikalar geliştirilmiştir. Bu politikaların başında Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) gelmektedir. ETS, karbon piyasalarını düzenleyerek, işletmelere belirli bir emisyon kotası verip, bu kotayı aşanların karbon kredisi satın almasını veya kotalarını başka işletmelere satmasını sağlayan bir sistemdir. Bu yazıda, Emisyon Ticaret Sisteminin ne olduğu, Türkiye ve dünyadaki yasal düzenlemeler, sistemin tarihçesi, işletmelerin bu sisteme nasıl adapte olacağı ve sıkça sorulan sorular ele alınacaktır.
Emisyon Ticaret Sistemi Nedir?
Emisyon Ticaret Sistemi (ETS), bir ülkenin veya bölgenin belirli sektörlerindeki sera gazı emisyonlarını sınırlamak için uygulanan bir piyasa temelli yaklaşımdır. ETS, “kirlilik tavanı ve ticaret” (cap-and-trade) prensibine dayanır:
- Kotalar (Tavan): Belirli bir süre için, her sektöre veya işletmeye verilen toplam emisyon kotası belirlenir. Bu tavan, ülkenin veya bölgenin hedeflediği emisyon azaltımı ile uyumlu olarak zaman içinde düşürülür.
- Ticaret: Bir işletme, kendisine tahsis edilen emisyon kotasını aşarsa, fazla emisyonu başka bir işletmeden satın alabilir. Aksi takdirde, kotasını aşan emisyonları bedelini ödeyerek dengeleyebilir. Bu ticaret, düşük emisyonlu üretim yapan firmalar için gelir kaynağı oluştururken, yüksek emisyonlu işletmelerin daha fazla maliyetle karşılaşmalarını sağlar.
ETS, emisyon azaltımını ekonomik açıdan etkin bir şekilde teşvik eder çünkü işletmeler, en düşük maliyetle emisyonlarını azaltmaya çalışır. Bu sistem, karbon salınımının maliyetlerini doğrudan işletmelere yükler ve çevresel sorumlulukları daha geniş bir ekonomi içinde dağıtır.

Emisyon Ticaret Sistemi
Emisyon Ticaret Sistemi’nin Tarihçesi
Dünyada Emisyon Ticaret Sistemi Tarihçesi
Emisyon ticareti, ilk kez 1997 Kyoto Protokolü‘nde yasal bir zemin bulmuştur. Kyoto Protokolü, gelişmiş ülkelerin sera gazı emisyonlarını azaltmasını zorunlu kılarken, emisyon ticaretini de bir esneklik mekanizması olarak önermiştir. Ancak, bu sistemin küresel çapta uygulanabilmesi için daha güçlü bir politika çerçevesine ihtiyaç duyulmuştur.
Avrupa Birliği (AB), ETS’yi ilk kez 2005 yılında devreye sokmuştur. AB ETS, dünyada en büyük ve en gelişmiş karbon piyasası olarak kabul edilir. 2005-2007 yıllarında pilot uygulamalar yapılmış ve 2008’de sistem tam anlamıyla çalışmaya başlamıştır. AB ETS, başlangıçta karbon dioksit (CO₂) emisyonlarına odaklanmışken, zamanla diğer sera gazlarını ve sektörleri de kapsayacak şekilde genişlemiştir.
ABD, ETS’yi ilk kez 1980’lerde asidik yağmurlarla mücadele etmek için uygulamış, fakat sera gazı ticaretini 2000’lerin başlarına kadar genişletmemiştir. Bununla birlikte, California 2013 yılında kendi ETS sistemini kurarak, bu sistemi başarılı bir şekilde uygulamaya başlamıştır.
Türkiye’de Emisyon Ticaret Sistemi Tarihçesi
Türkiye, 2011 yılında Ulusal İklim Değişikliği Strateji Belgesi‘ni kabul ederek, sera gazı emisyonlarını azaltmayı taahhüt etmiştir. Türkiye, Kyoto Protokolü‘ne taraf bir ülke olarak ETS uygulamaları ile uyum sağlamayı hedeflemiştir. Ancak, Türkiye’nin emisyon ticaretine doğrudan katılımı 2020 yılına kadar sınırlı kalmıştır.
2020 yılı itibarıyla, Türkiye’nin ETS düzenlemelerine uyum sağlamak amacıyla Türkiye İklim Değişikliği Eylem Planı hazırlanmış ve 2021’de bu plan doğrultusunda sektörel hedefler belirlenmiştir. Türkiye, AB ile gümrük birliği anlaşması yaptığı için, AB’nin Yeşil Mutabakatı çerçevesindeki düzenlemelere de uyum sağlamayı hedeflemektedir. Türkiye, 2053 yılına kadar net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda ETS’i benimseme yönünde çalışmalarını sürdürmektedir.
Dünyada Emisyon Ticaret Sistemi Gelişmeleri
Emisyon ticaret sistemi, dünya çapında çeşitli ülkeler tarafından benimsenmeye başlanmıştır.
- Avrupa Birliği (AB): AB ETS, en köklü ve en gelişmiş karbon ticaret sistemidir. 2020 yılında AB Green Deal çerçevesinde ETS’nin kapsamı genişletilmiş, karbon ticareti sektörleri arttırılmış ve hedefler daha iddialı hale getirilmiştir. 2030 yılı için emisyonları %55 oranında azaltma hedefi belirlenmiştir.
- Çin: Çin, 2021 yılında kendi ETS sistemini başlatmıştır. Bu, Çin’in sera gazı emisyonlarını azaltma çabalarının önemli bir parçasıdır. Çin ETS, başlangıçta yalnızca enerji sektörüne odaklanmış olup, zamanla daha fazla sektörü kapsayacak şekilde genişletilmesi planlanmaktadır.
- ABD: ABD’de emisyon ticaretine yönelik çabalar, eyalet bazında uygulanmaktadır. California ve Doğu Kıyısı Karbon Piyasası gibi eyalet düzeyinde başarılı uygulamalar görülmüştür. Joe Biden yönetimi, 2021 itibariyle iklim değişikliği ile mücadeleye yönelik kapsamlı bir politika seti oluşturmuş ve karbon ticaret sistemlerinin genişletilmesini teşvik etmiştir.
İşletmelerin Emisyon Ticaret Sistemi İçin Yapacağı Faaliyetler
İşletmeler, Emisyon Ticaret Sistemi’ne uyum sağlamak ve emisyonlarını yönetmek için çeşitli faaliyetler gerçekleştirmelidir:
- Karbon Ayak İzi Hesaplaması: İşletmeler, ETS’ye katılmadan önce karbon ayak izlerini hesaplamak zorundadır. Bu, enerji tüketimi, ulaşım, atık yönetimi ve üretim süreçlerini içeren bir değerlendirmeyi kapsar. Doğru bir hesaplama, işletmelerin hangi sektörlerde daha fazla emisyon ürettiğini belirlemelerini sağlar.
- Emisyon Azaltma Stratejileri Geliştirme: ETS’de düşük maliyetli emisyon azaltma yöntemleri benimsemek, işletmeler için önemli bir avantajdır. Bu, enerji verimliliği artırma, yenilenebilir enerji kullanımı, atık yönetiminde iyileştirmeler ve üretim süreçlerini optimize etme gibi stratejilerle mümkündür.
- Karbon Kredisi Satın Alımı: İşletmeler, emisyon sınırlarını aşarsa, karbon kredisi satın alarak emisyonlarını dengeleyebilir. Karbon kredisi satın almak, genellikle daha pahalı olsa da, belirli sektörler için bu seçenek zorunlu hale gelebilir.
- Yeşil Yatırımlar ve Teknolojik Yenilikler: İşletmeler, düşük karbon teknolojilerine yatırım yaparak, uzun vadede karbon kredisi maliyetlerinden kaçınabilirler. Bu, yenilenebilir enerjiye geçiş, karbon yakalama ve depolama teknolojilerinin kullanımı gibi unsurları içerir.
- Düzenli Raporlama ve İzleme: ETS’ye katılım, düzenli olarak emisyon raporları sunmayı gerektirir. İşletmeler, karbon salınımlarını izleyerek raporlamak zorundadırlar.
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
1. Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) nasıl çalışır?
Emisyon Ticaret Sistemi, işletmelere belirli bir emisyon kotası verir. Eğer işletme bu kotayı aşarsa, fazla emisyonu başka işletmelerden satın alabilir veya fazla kota satabilir. Böylece emisyon azaltma hedeflerine ekonomik açıdan esnek bir şekilde ulaşılabilir.
2. Türkiye, Emisyon Ticaret Sistemi’ne katılıyor mu?
Evet, Türkiye, 2021 yılında Yeşil Mutabakat çerçevesinde ETS düzenlemelerine uyum sağlamaya yönelik çalışmalara başlamıştır. Bu, Türkiye’nin küresel iklim hedefleri doğrultusunda önemli bir adım olacaktır.
3. Emisyon Ticaret Sistemi işletmelere ne gibi faydalar sağlar?
İşletmeler, düşük maliyetle emisyon azaltarak daha az ödeme yapabilirler. Ayrıca, karbon kredisi s
atarak gelir elde edebilir ve yeşil yatırımlar yaparak rekabet avantajı kazanabilirler.
4. Emisyon Ticaret Sistemi yalnızca AB ülkeleri için mi geçerlidir?
Hayır, ETS birçok ülkede uygulanmaktadır. AB, Çin ve ABD gibi ülkeler de kendi karbon ticaret sistemlerini uygulamaktadır. Türkiye de bu sistemi benimsemek için çalışmalarını sürdürmektedir.
Sonuç
Emisyon Ticaret Sistemi, küresel iklim değişikliği ile mücadelede önemli bir araçtır. Hem Türkiye’de hem de dünyada bu sistemin uygulanması ve genişletilmesi, sera gazı emisyonlarının azaltılmasına yönelik önemli adımlar atılmasını sağlamaktadır. İşletmelerin bu sisteme uyum sağlamaları ve stratejik adımlar atmaları, sadece çevresel sorumlulukları yerine getirmelerini değil, aynı zamanda ekonomik olarak daha verimli ve sürdürülebilir olmalarını da sağlar. Planetus, bu süreçte işletmelere danışmanlık ve rehberlik sağlayarak, başarılı bir geçiş süreci için gerekli desteği sunmaktadır.
Kaynaklar:
- European Commission (2021). “The EU Emissions Trading System (EU ETS).”
- International Emissions Trading Association (IETA). “Global Carbon Market Overview.”
- IPCC (2021). “Climate Change: The Physical Science Basis.”